Kendini Tanımak mı Savunmak mı?
Son dönemde artan suç oranları karşısında hemen hemen herkesin aklında aynı soru beliriyor: “Kendimi nasıl savunabilirim?” Herkesin, kendince önlem almayı düşündüğü; çeşitli tedbirlere başvurduğu günümüzde “self defence” denilen kavram hayatî bir rol oynuyor. Zihinlerimizi meşgul eden bu durum karşısında hepimiz bir çıkış yolu arıyoruz. Peki ne yapmalı? Güvenlik ihtiyacı kişinin kendi öz savunmasından ailesini korumaya kadar ve hatta dünya devi devletlerin dahi gündeminde yer tutan özel bir konu. Özelden genele çarpan oranla artan bu kaygı bizleri bir çıkış yolu bulmaya itiyor. Metodolojik olarak hayatın her alanında olduğu gibi öz savunma yani “self defence” konusuna da kendimizden başlayarak yola çıkmalıyız. Günümüzde bu konuya dair oluşan sorulara cevap bulma noktasında ilk aklımıza gelen odak ise kurslar oluyor.
İşe sahip olduklarımızdan başlamamız her zaman olduğu gibi en mantıklı hamle olacaktır. Kilo verme ihtiyacının doğurduğu motivasyonla “self defence” kurslarının gözümüzdeki cazibesi de bu durumla doğru orantılı olarak artıyor. Modern zaman insanının en büyük problemi olan zaman yönetimi hususunun da bu denklemde yerini almasıyla birlikte “hızlandırılmış eğitimler” tercihen akla nispeten daha mantıklı geliyor. Öncelikle şunu bilmeliyiz ki özel ders: “Hızlandırılmış bir eğitimdir”. Hızlandırılmış eğitim kursunda, herhangi bir branşta çarçabuk 10 dersi tamamlıyoruz. Anlık bir özgüven patlamasıyla kurstan uğurlandıktan sonra bir anda kendimizi savunabileceğimize dair bir yanılgıya kapılıyoruz. Şunu itiraf etmek zorundayım ki o işler ne yazık ki o kadar kolay ve çabuk olmuyor. Kendimizi korumamız gereken ilk anda yüzleştiğimiz ilk şey aldığımız eğitimin(!) aslında ne kadar yetersiz olduğu oluyor. Daha sonrasında gelen tahribat ve kayıplarsa cabası…